Akasya Kültür Sanat Logo
SANAT SÖZLÜĞÜ
Obeliks: (Fr. Obelisque). Dikili Taş. Bir zafer ya da önemli olayın anısına dikilen, yüksek, dikdörtgen prizma biçiminde, yukarı doğru incelen, üstü piramit piçiminde son bulan ve yan yüzeyleri üzerinde hiyeroglif yazıları olan anıtsan taşlar. Eski Mısır uygarlığında Güneş tanrısının sembolüydü. Sultanahmet Meydanındaki dikilitaşlar da bir Obeliks'tir.
Objet Trouve: Fr. Bulunmuş nesne. Dada akımı tarafından yaygınlaşan bir tarza dönüşecektir. Günümüz sanatında buluntu nesne yaygın olarak kullanılmaktadır.
Odisseas: Yunan mitolojisinde İthaka kralı. Homeros Odisseas anlatısında Truva'nın düşmesinden on yıl sonra Odisseas'un İthaka'ye evine dönünceye kadar maceralarını, İlyada'da ise10 yıl süren Truva Savaşı sürecini anlatır. zekası ve kurnazlığı ile bilinir. Penelopeile evlendiği sıralarda Truva Savaşı başlayınca savaşa gitmemek için çeşitli bahaneler ileri sürdü ancak savaşa gitmek zorunda kalmıştır. Truva Atı fikri de Odisseas'a aitti.
Opart: Opart bir derinlik ya da üç boyut yanılsaması yaratmayı hedefleyen soyut sanat tarzı. Reimsel yapıt dış temsilden bağımsız olarak kendi içinde bir üçüncü boyut yanılsaması oluşturmaktadır. Geometrik formlar bu yanılsama için tekrar modellenir. 1960 sonrası yaygınlaşan ve retinal sanat olarak da adlandırılılan akımın en ünlü sanatçısı Vasalery'dir.
Orfizm: Kübizmin bir kolu olan, renge ve renk uyumuna önem veren sanat anlayışıdır. Delaunay’ın resimlerinde, Picasso ve Brague kübizminin aşıldığı, şiirli ve müzikli bir anlatıma varıldığı açıklanmıştır. Bu sanatçı ve akımın özelliği; İzlenimcilerin saf renklerine bağlı olup, Seurat’ın yaratıcılığını da beğenirdi. O, saf anlatımın, simültane kontrastlar üzerine kurulması gerektiğine ve bunun, renklerin dinamizmini ve varlığını anlatmak için biricik olanak olduğuna inanıyordu.
Oryantalizm: Şarkiyatçılık. Yakın ve Uzak Doğu toplum ve kültürleri, dilleri ve halklarının incelendiği Batı kökenli ve Batı merkezli araştırma alanlarının tümüne verilen ortak ad. 19. yüzyılda özellikle Fransa'da ortaya çıkan ve egzotik Doğu hayali üzerinden oluşan bir sanat ve edebiyat anlayışı. Harem, cinsellik, aylaklık, ilginçlik, mistizm bu hayalin önemli imgelerindendir. Birçok ressam hiç gidip görmeden Doğu'ya dönük kompozisyonlar yapmışlardır. 1970'lerde Edward Said'in “Şarkiyatçılık” kitabıyla birlikte bu alana eleştirel bakış gelişmiş ve çağdaş sanatı etkilemiştir. Said, klasik metinlerden, seyahat kitaplarından sanat yapıtlarına ve romanlara Batı'nın nasıl bir Doğu imgesi geliştirip kendini imtiyazlandırdığını göstermeye çalışmıştır. Batı kendi imtiyazlı imgesi hayali bir Doğu imgesi üzerinden inşaa etmiştir. Doğu hep dişil, tembel, aylak, bedensel ve duygusal ya da doğa hali olarak temsil edilmiş eril ve akılcı Batı'nın ötekisi olmuştur.
Osman Hamdi Bey: (30 Aralık 1842,İstanbul- 24 Şubat 1910, İstanbul) Osmanlı'da müzeciliği ve akademiyi ilk başlatan ressam, arkeolog ve eğitimci..En önemli arkeolojik kazısı 1887-1888'de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni bulmuştur.
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti: 1908 yılında İtanbul'da kururlan dernek. İlk yıllarında Abdülmecit Efendi'nin parasal yardımlarıyla yaşamıştır. Daha sonra 1021 yılında “Türk Ressamlar Cemiyeti”, 1926'da ise “Türk Sanayi-i Nefise Birliği” adını almıştır.
Otomatizm: Sürrealist hareketin yagınlaştırdığı, bilinç ve bilinçaltını serbest bırakan, bütün kontrolleri devre dışı kılan tarz. Bir tür doğaçlamaya dayanan sayıklama.
O
Akkok akis logos
Facebook Twitter Instagram Youtube