Akasya Kültür Sanat Logo
SANAT SÖZLÜĞÜ
Nabiler: 1890 ve 1900 yılları arasında etkinlik gösteren ressamlar topluluğu. Nabiler topluluğu kuramcı Maurice Denis’nin (1870-1943) çevresinde, bir araya gelen Emile Bernard (1868-1941), Paul Serusier (1865-1927), Vuillard (1868-1940), Bonnard, Ranson (1864-1909), Felix Vallotton (1865-1925), vb. sanatçılardan oluşmuştur. Nabilerde çağdaş bir gerçeklik kaygısı göze çarpar; yaşadıkları dönemin modelleri, gösterileri yapıtlarına yansımış, yüzyıla özgü ince bir beğeni anlayışı, çiçek biçimlerinde ve modern style çerçevesi içindeki Japon etkisinin ağır bastığı ürünlerde kendini göstermiştir; ama bütün bu modernliğe biraz da acılık, burukluk, başkaldırı ve iğneli sert bir gerçekçilik karışmıştır. Uygulamalı sanatların gerçek bir yeniden doğuş dönemi yaşadığı sırada, Nabiler, her türlü dekorasyon biçimini denediler; tiyatro programlan ve dekorları yaptılar (Paul Fort Sanat Tiyatrosu, vb.). Çağdaşları olan Toulouse-Lautrec ile birlikte, afişi gerçek bir sanat düzeyine yükselttiler; Bonnard ve Vallotton, yüzyılın sonunda başlıca afiş ustaları arasına katıldılar. Nabiler özellikle ev içi (enteriyör) dekorlarıyla da ilgilendiler.
Nam June Paik: (1932-2006) Video sanatının kurucusu olarak bilinen Güney Kore kökenli sanatçı. 1965 yılında Sony’nin ses kaydı yapan taşınabilir kamerası Portapak’ın piyasaya çıkmasıyla birlikte Paik’in eserlerinde hareketli ve sesli görüntüler yer almaya başlar. Televizyonun katot tüpleri, video görüntüleri ya da kesintiye uğratılan karelerle yapıtlar üretir. Kamera ve ekran yavaş yavaş sanatın içinde yer almakta, veya “Televizyon Seyreden Buda” yerleştirmesinde oduğu gibi bir tür heykele dönüşmektedir.
Narkissos: Yunan mitolojisinde bir kahraman.Kendine âşık olanlara aldırmayıp, onları karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan Ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. Ekho bu genç avcıya ilk görüşte âşık olur. Ancak Narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından uzaklaşır. Ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür. Bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür.
Natüralizm: Doğalcılık. Felsefe, sanat ve edebiyatta dış dünyaya sadık anlayışları adlandırmak için kullanılır. 17. yüzyılda yaşayan Doğalcı ressamlar doğayı, güzelliği ve çirkinliğiyle olduğu gibi yansıtmakta birleşiyorlardı. Doğalcı terimi de ilk kez bu yüzyılda kullanıldı. İngiliz manzara ressamı John Constable, 1830'larda doğanın tüm yönleriyle, olduğu gibi betimlenmesi gerektiğini savundu. Constable’ın etkisinde kalan Fransız Barbizon ressamları, yeni Avrupa Doğalcılık'ının manzara resmindeki temsilcileriydi. Emile Zola gibi romancılar ise bütün gerçekliğiyle bir anlatı oluşturmayı düşündüler. Romantizmin öznenin duygularını ve yoğunlaştırılmış coşkusunu imtiyazlandıran bakış açısına karşı, dışarının doğal ve toplumsal gerçekliğin kendisine dönmeyi önemsediler. İdealize etmeden yaşamın gerçek ve kaba yönlerine ilgi gösterdiler. Doğayı Romatiklerdeki gibi insani duygulanımlar ya da mitsel-dinsel bir çerçeveden görmeyi reddederek bakış açılarını sekülerleştirmiş (dünyevileştirmiş) oldular.
Natürmort: Ölü ve cansız ya da nesnelerin olduğu resimler verilen bir tür adı.
Nedimeler Tablosu (Las Meninas): İspanyol barok resminin en önemlilerinden Velázquez'in 1656 yılında yaptığı tablolarından biridir. Önemi bakan-bakılan, temsil-gerçeklik arasındaki ilişkileri sorunlaştırmasından kaynaklanır. İspanya Kralı olan IV. Felipe'nin kızı Margaret Teresa'yı merkeze alan, onu nedimeleriyle gösteren kompoziyonun sol tarafında atölyesindeki ressam bütün özgüveniyle bakmaktadır. Arkadaki aynada ise iki silüet görünmektedir. Aslında ressam prenses ve nedimelerini değil, kral ve kraliçeyi resmetmektedir. Resim aslında bir tarafıyla sanat tarihinde, atölyesinde çalışan ressam kimliğini bütün özgüveniyle veren en önemli örneklerden biridir. Nedimeler tablosu, bakan-bakılan ilişkisini tersyüz ederek farklı bakış açılarını kaynaştırır ya da bozar. Günümüz modern bakış açısıyla söylersek, aslında ressam izleyicinin resmini yapmaktadır. Kral ve kraliçenin yerinde ona bakan bizler varızdır. O güne kadar hep merkezde olan Kral (aristokrasi) artık aynada sadece silüettir. Nedimeler tablosu başta Picasso olmak üzere birçok ressam tarafından yorumlanmış ve halen yorumlanmaya devam etmektedir. Çağdaş sanatı da etkileyen düşünürlerinden Michel Foucault'un “Kelimeler ve Şeyler” kitabındaki tartışmanın merkezi figürlerinden biridir. Foucault, 17. yüzyıdan itibaren dünyayı yorumlama, bilme yordamlarımızı belirleyen epistemelerde bir kırılma olduğunu söyler. Bizzat temsilin kendisi üzerine yoğunlaşan; temsili temsil eden bir yeni bilme biçimine geçilmeye başlandığını söyler. Artık sorun dış dünyanın temsili değil, dilin ve yordamın yani aracın bizzat kendisidir.
Neo Klasik: İng. Neo Classicism. 18. yüzyılın ikinci yarısında Barok ve Rokoko'ya tepki olarak ortaya çıkan, tekrar Antikite'nin estetiğini güncellemeye çalışan akım. Bu ilgi Pompei gibi kentlerdeki arkeolojik kazılarla artmıştır. Düşünsel temelini Alman sanat tarihçi Winckelmann oluşturmuştur. Neo Klasik anlayış modernizmden bir önceki aşama olarak sanat akademilerinin eğitim programlarını da belirleyecektir. Oranlı, heykelsi formları ve Yunan, Roma'nın anıtsal geçmişine referansla oluşan eserlerle dikkati çekmiştir. Resimdeki en büyük temsilcisi Jacques-Louis David'dir.
Nü: Çıplak insan bedenini konu alan resim türü.
N
Akkok akis logos
Facebook Twitter Instagram Youtube