Haiku: Sadeliği, doğallığı ve saflığı en önemlisi de öznenin duygulanımını dışarda tutan kısa Japon şiir biçimi. Haikular'da doğayı seyreden insanın duygulanımlarından önce saf temaşa halindeki doğa vardır. Bu anlamda öznenin duygulanımını (pathos) önemseyen Batı şiirinden tümüyle farklıdır. Japon Haiku'ları çoğunlukla 5-7-5 ölçülü üçlü kelime öbeklerinden oluşup kelimeler sütun halinde yan yana sıralanır. Haiku'nun vazgeçilmez bir unsuru da somutluğu ve doğayla olan bağlantısıdır. Bitmemiş ve ucu açık bir söyleyiş biçimidir. Haiku minimalizmi ve öznesizliğiyle modernizmi fazlasıyla etkileyecektir. En önemli Haiku şairleri arasında Matsuo Bash0 (1644-1694), Yosa Buson (1716-1783), Kobayashi Issa (1763-1827) ve Masaoka Shiki (1867-1902) gösterilebilir. Bugün hala fotoğraf ve sinemada Haiku estetiğinden söz edilmektedir. Happening: (İng.) İzleyicinin katılımını da gözeten “olay”. Dada ile başlayan ama 1960 sonrası Fuluxus akımı içinde yoğunlaşan şaşırtıcı, şok ve skandal yaratıcı performanslar. Happening bir performans olarak beden sanatını da içine alarak çağdaş sanat içinde önemli bir yer kazanmıştır. Herakles: Fr. Hercüle. Yunan ve Roma mitolojisinde çok kuvvetli olarak temsil edilen kahraman. Herkül, Zeus ile Miken kralının kızı Alkmene'nin oğludur. Kadına aşık olan Zeus ona kocası kılığında yaklaşmıştır. Herakles'in Zeus'un çocuğu olduğunu anlayan Hera, önce Zeus'u oyuna getirerek ona Perseus kavminden ilk doğanın hükümdar olacağını yemin ettirmiş sonra da kuzeni Eurystheus'u önce doğurtarak Herakles'in daha doğmadan önce taht hakkını elinden almış, onunla sürekli uğraşmış ve ölümüne neden olmuştur. Herakles doğduğu günden itibaren tanrısal bir kuvvete sahiptir. Hera'nın gönderdiği iki zehirli yılanı öldürdüğünde henüz birkaç günlük bebektir. Kafkas dağlarında zincire vurulmuş Prometheus'u işkenceden kurtarmış, Kyknos, ve Antaios'u öldürmüş, Truva Savaşı'na da katılmış ve attığı zehirli ok ile Paris'in ölümüne neden olmuştur. Hermes: Tanrıların özellikle de Zeus'un habercisi olan ve kurnazlığıyla ünlü tanrılardan biri. Elinde asa, ayaklarında kanatlı br asa olarak temsil edilirdi. Ayrıca yol tanrısı olarak da bilinir. Felsefede kullanılan Hermönitik, yani yorumsamacılık; tanrıların mesajını kendince yorumlayarak ulaştırdığı için Hermes'ten gelmektedir. Homo Ludens: Latince oyun oynayan insan. Oyun dolayımsızlığı ve nedensizliğiyle boş zamanı billurlaştıran en önemli faaliyetlerdendir. 18. yüzyılda romantik şair Schiller'in “İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine Mektuplar” kitabında detaylıca tartıştığı oyun kavramı, Freud tarafından da sanat ile beraber iki önemli potansiyel olarak görülecektir. Johan Huizinga'nın 1938'de yazığı Homo Ludens kitabı özellikle çağdaş sanatçıları etkileyen en önemli kaynaklardan birine dönüşecektir. |