Ganeşa: Hint mitolojisinde bilim ve edebiyatın tanrısı. Fil başlı bir insan olarak temsil edilir. Ganeşa; göbekli, sarı veya kırmızı, dört kollu ve fil başlı tasvir edilir. Ayrınca bu tasvirlerde çoğunlukla ya bir fareye biner ya da yanında bir fare vardır. Hindular, Ganeşa'nın kendisini Hindu peygamberlerine bu şekilde gösterdiğine veya bu şekilde tezahür ettiğine inanır.Büyük fil kafası bilgiyi, aklı, irfanı temsil eder. Gesamtkunstwerk: Almanca “topyekin” sanat anlamına gelen ve müzisyen Wagner'in kullandığı kavram. Topyekin sanat eseri; mimari, resim, heykel, şiir, müzik ve diğer sanatların hepsini bir araya getiren bir ütopyayı gösterir. Giotto di Bondone: (Colle di Vespignano, Floransa yakınları - d. 1267, Floransa - ö. 8 Ocak 1337) Resme perspektifi sokarak Rönesans'ı başlatan İtalyan ressam. Giotto ve çağdaşları, bu dönemde kuralcı ve simgesel resim tekniğini (ikona) terk ederek nesnelerin doğal halleriyle resmedilmesi anlayışına yönelmişlerdir. Glam Rock: Birleşik Krallık'ta 1970'lerin başında gelişen bir rock ve pop müziği türüdür. Bu müzik türü; göz alıcı kıyafetler giyen, değişik makyajları ve saç stilleri olan parlak görünümlü şarkıcılar ve müzisyenler tarafından icra edilmiştir. Gotik: Adını Roma İmparatorluğuna saldıran barbar Got kavminden alsa da, Hristiyanlığın en büyük sanat formlarından biri olmuştur. Özellikle mimaride 1140 dolaylarında başlayarak 13. yüzyılda bütün Avrupa'ya yayılmış bir üsluptur. Gotik mimarisinin başlıca eseri katedraldir. 13. yüzyılda toplum adeta bütün heyecanını ve zenginliğini katedral yapmaya ve süslemeye harcamıştır. Böylece ekonomi de gelişmiştir. Gotik mimarinin en önemli örnekleri: Paris'te bulunan Notre Dame Katedrali, Chartres Katedrali, Reims Katedrali ve Strasbourg Katedrali; Danimarka'da Roskilde Katedrali; İngiltere'de Salisbury Katedrali ve İtalya'da Milano Katedrali'dir. Gotik mimari tarzının önemli özelliği sivriliktir. Roma mimarisindeki aygın kubbeler yerine, dilimli kubbeler, yuvarlak kemerler yerine, sivri ve birbirini kesen kemerler kullanılmıştır. Dini yapılarda aranan diğer bir husus ise büyüklük ve yücelik hissinin uyandırılmasıdır. Pencerelerin bol olması, pencere camlarının renkli olması, çatılardaki okumsu kuleler dikkati çeken diğer özelliklerdir. Gotik mimarlık dışında, 19. yüzyılda korku ve gerilim romanları için de kullanılan bir anlayışa dönüşmüştür. Günümüz sinemasının vazgeçilmez üsluplarındandır. Alacakaranlık, tekinsizlik, bilinemezlik hep gotik bir dille ifade edilmiştir. Ayrıca Heavy Metal grupları gotik tarzı hem müziklerinde hem de kıyafetlerinde devam ettirirler. Gravür: Baskı ile yapılan kazıma resimlere veilen genel isim. Çukur baskının en eskisidir. Desen, bakır, çinko aliminyum, yumuşak çelik gibi metal plakaların üzerine “büren” adı verilen sivri keskin kenarlı bir kalemle oyulur. Mürekkep bürenin oyduğu boşluklara doldurulur, düz yerler temizlenir ve baskı yapılır. Grotesk: Biçimsiz, tuhaf, taşan, abartılmış. Ünlü rönesans yazarı Rabelais'nin Gargantua ve Pantugrel yapıtları üzerine kuramcı Bahtin'in yorumlamasının temelidir. Ona göre grotesk taşkınlığı, bedenselliği, hazzı ve komik olanı vermede en verimli formdur. Latince grota, hayatı tazeleyen gübre, dışkıdır aynı zamanda. Grotesk güzellik anlayışının durgunluğunu parçalayan verimli ve yıkıcı bir formdur. Şenlik ve karnaval duygusuna en yakın ifade dilidir. Gustave Courbet: (10 Haziran 1819-31 Aralık 1877), Fransız ressam. Gerçekçilik akımını başlatan ressamdır. Yoksulları, taş kırıcıları köylüleri ve sosyal durumlarını resmetti. “Dünyanın Köken”i yapıtıyla büyük bir skandal yarattı. Bir kadın cinsel organını en gerçekçi haliyle göstermişti. Akademiler ve resmi sergilere karşı bir çadırda ilk bağımsız sergiyi açan sanatçıdır. Sosyalist fikirlerden etkilenmiştir. 1917 sonrası Sovyet Devrimi'nde yaygınlaşacak sosyalist gerçekçilik anlayışını da esinleyecektir. |